Eğitim-Bir-Sen: Açığa Alınan Öğretmenlerin Durumu Netleştirilsin

2016-2017 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, eğitim çalışanlarımızın birçok olumsuzluğa rağmen özveriyle çalıştıkları, darbe girişimi sonrası yaşanan kritik bir sürecin ardından sona ermiş bulunmaktadır.

2016-2017 eğitim-öğretim yılı birinci kanaat dönemi, eğitim çalışanlarımızın birçok olumsuzluğa rağmen özveriyle çalıştıkları, darbe girişimi sonrası yaşanan kritik bir sürecin ardından sona ermiş bulunmaktadır.

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain planlarının icra edildiği bir zaman diliminde ve bunun artçı sarsıntılarının gölgesinde açılan eğitim-öğretim yılında, ihanet şebekesine mensup kişilerin kamudan tasfiye edilmesine yönelik tedbirlerin alınması nedeniyle, bazı olumsuzlar yaşanmıştır. İhraçlar, açığa almalar, özellikle valilikler ve kaymakamlıklar tarafından açığa alınanların durumlarının netleştirilmesinin gecikmesi eğitim-öğretimi etkilemiştir. Masum ve hainlerin ayrıştırılması noktasında illere göre farklılıkların olması art niyetlilere kapı aralamış, hainlerin gizlenmesine, masumların ise itibarsızlaştırılmasına zemin hazırlamıştır.

Öğretmen açığı, erkek kamu görevlilerine dayatılan darbe ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliği, ek ders esaslarındaki eşitsizlikler, ders ücretlerindeki adaletsizlikler, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik, performans, rotasyon, müfredat, alan değişikliği, kariyer basamakları gibi birçok sorun çözüme kavuşturulmayı beklemektedir.

Eğitim gündeminde olağan hale dönülmelidir

Öncelikle eğitim gündeminin olağan hâle gelmesi için herkes üzerine düşeni bir an evvel yapmalıdır. Terör örgütlerinin bertaraf edilmesine, elemanlarının ve uzantılarının siyasal zeminden kamu düzenine, kamu personel sisteminden ekonomik sisteme bütün alanlardan tasfiye edilmesine yönelik faaliyetler, demokratik işleyişin, hukuk düzeninin ve insan haklarına dayanan toplumsal hayatın korunması amacıyla hukuk kurallarına bağlılık ve adaletin tesis edilmesi ekseninde hassasiyetle ve hızla yürütülmelidir.

Çok sayıda öğretmenin halen açıkta bekletilmesinin, birçoğu hakkında hâlâ bir inceleme/soruşturma yapılmamış olmasının mesleki ve sosyal yansımaları göz önüne alınarak, suçu tespit edilenlerin cezalandırılması, masum olanların ise bir an önce görevlerine iade edilmesi gerekmektedir. Özellikle iller arasında veya kurumlar arasında farklı usullerin uygulanması, gereksiz yere ve uzun süreli görevden uzaklaştırma tedbiri uygulanması, haklarında herhangi bir adli ve idari işlem yapılmayanların görevlerine döndürülmemesi, eğitim çalışanlarını huzursuz etmekte, eğitim-öğretimi de olumsuz etkilemektedir.

Sorunlarımızın çaresi çağa uygun, yeniliklere açık ders programlarından geçmektedir

Yoğun bir değişimin yaşandığı bugünün dünyasında meraklı, öğrenmeye istekli, üretken, öz güvenli, kendini iyi ifade edebilen, sürekli yeni şeyler öğrenebilecek ve yeni fikirler bulup bunları uygulayabilecek insan kaynağına ihtiyaç vardır. Eğitim sistemimiz, Anayasa’dan başlanarak kanunlar, yönetmelikler ve diğer mevzuat çerçevesinde çağın ihtiyaçlarına cevap verebilecek, milletin beklentilerini karşılayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır.

Temel hak ve özgürlükleri yeterince gözetmeyen, öğrencilere ileri düzeyde düşünme becerileri kazandırmayan, mevcut kazanımları öğrenci seviyesine uygun olmayan, hayatla bağlantısı bulunmayan, öğrencileri kendi yetenekleri ve yeterlilikleri çerçevesinde geliştiremeyen; insanlığı seven, değerlerine sahip çıkan, temiz karakterli nesiller yetiştiremeyen; ezberden, taklitten ziyade analitik düşünebilen gençleri heyecanlandıramayan, sorgulayıcı ve eleştirel bakışı fertlere kazandıramayan, öğretmenlere ve okullara müfredat oluşturma ve uygulama konusunda anlamlı bir rol vermeyen, Türkiye’yi uluslararası öğrenci değerlendirme sınavlarında dereceye sokamayan mevcut eğitim programlarıyla yerimizde saymaya hatta daha da geriye gitmeye mahkûm olmaya devam ederiz.

Ülkemizin, gençlerimizin uluslararası rekabete daha dayanıklı hale gelmesi, uluslararası alanda bilimsel başarılar elde etmesi bugünkü ihtiyaçların tümüne cevap verebilecek bir eğitim programıyla mümkündür. Bu bağlamda yeni müfredat talebimizin tartışıldığı bugünlerde, tartışmaların, demokratik şartlarda olgunlaşarak yeni bir eğitim felsefesine evrilmesini ümit ediyoruz. Tamamen özgürlükçü, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan, eleştirel ve evrensel değerleri esas alan, zamanın ruhuna uygun bir eğitim modelini inşa etme vaktinin geldiğini düşünüyoruz.

İhtiyaç kadrolu öğretmenlerle karşılanmalı, mülakatlı/sözleşmeli istihdamdan vazgeçilmelidir

Son yıllarda derslik yapımında kayda değer bir artış olmasına ve çok sayıda öğretmen ataması yapılmasına rağmen hâlâ 100 bine yakın öğretmen açığı bulunmaktadır. Eğitime ilişkin reformların kalıcı hâle gelmesi, okullarda boş ders kalmamasına ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin bulunmasına bağlıdır. Bu nedenle, hem yeni öğretmen kadroları ihdas edecek hem de sözleşmeli öğretmen alımındaki hatayı telafi ederek sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirecek yasal bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaktadır. Kadrolu istihdam konusunda gereken adım atılmalı; öğretmen ihtiyacı tamamen karşılanmalı ve alımlar kadrolu olarak yapılmalıdır.

İstihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan eğitimcilere ek tazminat verilmelidir

Kalkınmada öncelikli bölgelerde kalıcı öğretmen istihdamının sağlanamaması önemli bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Söz konusu yerlerde, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde bir öğretmenin görevde kalma süresi ortalama 1,5 yıldır. Bu durum, eğitim ve öğretimde istikrar sorununa neden olmaktadır. Zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan eğitimcilere bölgenin mahrumiyet durumuna göre ilave özel hizmet tazminatı ödenmesi, istikrarlı bir istihdam sağlayacaktır. Bu nedenle, hükûmet cebri yöntemleri dayatarak değil, teşviki yöntemleri özendirerek istikrarlı, kalıcı ve verimli bir istihdam politikasını benimsemelidir.

Ek ders ücretlerindeki çarpıklıklar giderilmeli, hakkaniyete uygun bir iyileştirme yapılmalıdır

11 yıldır uygulanmakta olan ek ders esaslarında bazı adaletsizlikler yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı, sendikalardan da görüş alarak ek ders esaslarında yapmayı planladığı değişikliği aradan üç yıl geçmesine rağmen bir türlü hayata geçirememiştir. Öğretmenlerin branşlarına göre ek ders ücretlerindeki adaletsizliğe son verilmeli, okul türlerine göre yöneticilere verilen ek ders ücreti farklılıkları sorunu artık çözüme kavuşturulmalıdır. Maaş karşılığı ödenen ders saati sayısındaki eşitsizlik, düzenleme yapılarak giderilmeli, öğretmenlerin girebilecekleri ek ders saati üst limiti yeniden gözden geçirilmeli ve mevcut ek ders birim ücreti artırılmalıdır.

Okullara bütçe verilmesi kararı hayata geçirilmelidir

Eğitim-Bir-Sen’in Milli Eğitim Şûrası’nda sunduğu tekliflerden olan ve şûra genel kurulunda da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararı bir an önce uygulanmalıdır. Okul yöneticilerinin asli görevlerini yerine getirmelerinin önündeki en büyük engel olan bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Bunun önüne geçmek için merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlığa son verilmelidir.

Kamu görevlilerine kılık ve kıyafet dayatması yapılmamalı, darbe ürünü yönetmelik derhal kaldırılmalıdır

Kamu görevlilerini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte acilen değişikliğe gidilerek, öğretmene ne giyeceğini bilemeyen kişi muamelesi yapılmamalı; mülki idare amirleri ile eğitimciler arasında tartışma konusu yapılan, eğitimcilerin moralini bozan, eğitimin niteliğini düşüren çağ dışı kılık ve kıyafet yönetmeliği derhal kaldırılmalı; insan hak ve hürriyetlerine uygun, özgürlükçü bir anlayış doğrultusunda yeni bir düzenleme yapılmalıdır.

Kariyer basamakları sorununa çözüm bulunmalıdır

13 yıl önce kariyer basamaklarında yapılan düzenleme, hedeflenen sonuca ulaşmayı sağlamadığı gibi, yeni bir soruna yol açmış ve mağduriyetlere neden olmuştur. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararının gereğinin yapılmaması, kariyer basamakları uygulamasındaki belirsizliği günümüze kadar devam ettirmiştir. Tezli yüksek lisans yapanların açtıkları on binlerce dava yerel mahkemelerde öğretmenlerin lehine sonuçlanmış, daha sonra ise Danıştay, kararı öğretmenlerin aleyhine olacak şekilde reddetmiştir. Bunun sonucunda yüz binlerce öğretmen mağdur olmuştur. Bakanlık, kariyer basamakları sorununu gündemine almalı ve mağduriyetleri giderecek bir çözüm yolu bulmalıdır.

Öğretmenlere alan değişikliği hakkı tanınmalıdır

Alan değişikliği konusunda verilen sözlerin tutulmaması, alan değişikliği yapmak isteyen ve alan değişikliği yapamadığı için mağdur olan çok sayıda öğretmenin kariyer planlaması yapmasına engel teşkil etmiştir. Millî Eğitim Bakanlığı bu konuda ivedi olarak adım atmalı ve alan değişikliği hakkı tanımalıdır.

Karma eğitim dayatmasından vazgeçilmeli, öğrencilere seçme hakkı verilmelidir

Öğrencilere ve velilere seçme hakkı tanımayan karma eğitim uygulaması terk edilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, “Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilerek, demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır.

Rotasyon ve performans değerlendirmesi gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu bozacak girişimlerden uzak durulmalıdır

Millî Eğitim Bakanlığı’nın sürdürülebilir ve yönetilebilir bir istihdam politikası oluşturamamasının ceremesini eğitim çalışanları çekmemelidir. Eğitim sistemimizin karma eğitim dayatması, müfredat, sosyo-ekonomik açıdan az gelişmiş yörelerdeki öğretmenlerin görev süresi, kariyer basamakları, altyapı ve donanım eksiklikleri, okul bütçesi gibi çözüm bekleyen sorunları ortada dururken, eğitim çalışanlarını huzursuz edecek, işlerine ve mesleki gelişimlerine odaklanmalarını engelleyecek, çalışma barışını ve kurumsal iş birliğini bozacak rotasyon, performans değerlendirmesi gibi zorlama tedbirlerin Bakanlığın gündeminden çıkarılması ve cebri değil teşviki alternatiflerin öne çıkarıldığı bir politikanın tesisi gereklidir.

Kanuni bir dayanağı olmayan; sağlıklı, güvenilir ve nesnel bir değerlendirme için gerekli ortak bir zeminin öğretmenler ve eğitim hizmeti sunumu özelinde bulunmadığı, amacı ve içeriği belirlenmemiş performans değerlendirmesi sürecine karşı duruşumuz açık ve nettir. Karar alıcılar eğitimin konusunun sayılar değil, insanlar olduğu gerçeğini idrak etmeli, saik bu olmadığı müddetçe sayısal gelişmeyle kalkınma sağlanamayacağından hareketle performans değerlendirmesi türünden çalışma barışını ve iş huzurunu bozacak tasarılardan uzak durmalıdır.

Yine aile birliği, sağlık, engellilik durumu, lisansüstü eğitim gibi temel ve anayasal hakları gözetmeyen, eğitim hizmetiyle bağlantısız, eğitimin yönetiminden ve eğitim hizmeti sunucusu asli özne olan öğretmenin hizmet sunumunu iyileştirmekten uzak olan rotasyon gibi uygulamalardan da derhal vazgeçilmelidir. Bakanlık tarafından gerekçesinin ne olduğu, eğitimin kalitesi ve öğretmen motivasyonu gibi hususlarla nasıl bir ilişkisinin olduğu izah edilemeyen, dolayısıyla eğitim hizmetinin sunumuna ve eğitim çalışanlarına hiçbir katkı sunmayacağı gibi iş barışını ve çalışma motivasyonunu da ortadan kaldıracak olan rotasyonu kabul etmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.

15 günlük dönem iyi değerlendirilmeli

Öğrencilerimiz 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de başarısız oldukları alanlarda çalışmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır. Velilerimiz, karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapmamalıdır.

Eğitim-Bir-Sen olarak, başta öğretmenlerimiz olmak üzere, bütün eğitim çalışanlarımızı emeklerinden dolayı tebrik ediyor; 2016-2017 eğitim-öğretim yılı ikinci kanaat dönemine sorunlarından arınmış olarak girmelerini diliyoruz.

19 Oca 2017 - 18:45 - Memur Haber


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.

10

3838 - Milliyetçi bir Türk öğretmeninin bu hain yapıyla ilişkilendirilmesi Yusuf'un zalim Firavun'un yerine konulmasından hiç bir farkı yoktur.arastirin en ufak bir bağlantınımız bulunursa gereğini yapın yoksa itibarimizi bir an önce iade edin! Uyuma Ali Yalçın uyene sahip çık, dik dur, adam ol azıcık

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
09

14 Ekim kara propaganda - Herbiri bulundukları kurum ve sosyal çevrelerinde örnek olarak gosterilen vatanseverlerin bir torbaya atılması hiç bir kriter taşımayan öğretmenler den ve kamu personelinden oluşması garip bir tesadüf olabilirmi?

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
08

14 Ekim fetonun sulandırması - 2. Bylok listesi diye geçen listenin neredeyse tamamı fetoyle yıllardır mücadele eden kamu personelinden oluşması garip bir tesadüf olabilirmi acaba?Bu insanların hiç bir kriter taşımayan öğretmenler den ve kamu personelinden oluşması bir tesadüfmüdür?Bu nasıl bir tezgahtir? Ey Ali Yalçın neden cekiniyorsunuz niye uyelerinizin arkasında dik duramiyorsunuz? Yoksa kendindenmi korkuyorsun

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
07

İkinci kez acikta - İade edilip aralıkta tekrar aciga alınan öğretmelerin durumu ne olacak. Neden iade edildik 2 ağ çalışıp neden tekrar aciga alındik. Lütfen sesimizi duyun-duyurun

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
06

2400 sorunsalı - Anti depresana başladim.önceden kullananlara kızıyordum haksız yere.alınmak çok zor.14 ekim kara günüm.ben bu listeye neden nasıl girdim????

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
05

Hüseyin ÇAKIR - 14 Ekim de açığa alınan 2400 ün içindeyim.

Siz bilir misiniz? Mücadele ettiğin, öfke duyduğun, kısaca gerçek yüzünü herkes ten önce görebildiğin bir örgütün ÜYESİYMİŞSİN iftirasının AĞIRLIĞINI...

Taşıması zor, yakıştırması güç, adının beraber anılması iğrenç.

Yapılması gereken sadece bir inceleme,

İnceleyin bizi sadece...

Feraset li, basiret li ve adaletli eller ile Allah devletimize güç kuvvet versin.

Sendikaya bu açıklasın dan dolayı, siteye b

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
04

14 ekim sorunsalı ve meb çıkmazı - 14 ekimde alınan 2400 öģretmenin 1700 ü bekliyor.Hıçbir geçerli kriteri olmadan hemde.ip hatası veya teknolojik sıkıntıların çıkmazı var..hak edilmeyen şeyler yaşanıyor

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
03

Nedenben38 - Fetocunun atılmasında mani yok ama ne yazık ki süreç sakat işliyor biraz. Ben 14 ekimde hiç alakam olmayan bylok gerekçesi ile açığa alındım. Aveya feto operasyonu yapıldı biliyorsunuz.Bir sürü masumun bu listelere montajlanma ihtimalini unutmayın. Kullanan indiren varsa Allah en ağır cezayı versin ama aradaki masumlara dikkat edilmeli,yazışmalar ortaya konmalıdır.14 ekimdeki liste sıkıntılı ve arka planı incelemeyi hak eden bir listedir

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
02

Rudolfo - 14 ekimde hatalı bir liste ile hiç alakamız olmayan feto şüphelisi olarak açığa alındık.maddi manevi hak etmediğimiz şeyler yaşıyoruz.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45
01

14 Ekim Masum öğretmenleri adına - Merhaba öncelikle sendikamıza sonsuz teşekkürler ve haber sitenizde yayınladığınız için sizede ayrı teşekkürler ben 14 Ekimde 2400 öğretmenle açığa alındım bu lanet örgütle yakından uzaktan ilgim yoktur aynı şekilde ailem hatta sülalemin de olmadı olmamış olmayacakta.bizler her zaman feto örgütüyle mücadele ettik ama fetö ile bağlantısı iltisakı olduğu düşünülmekte yazıyla açığa alındım lütfen yaklaşık olarak 100 gündür açıktayız ve soruşturma inceleme ifade geçirmedik.lütfen iade olalım artık

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 19 Ocak 18:45