İşte bu kadar önemli "hak"... - Abdurrahman SORGUN

Hak; öncelikle Allah cellecelalühü’nün isimlerindendir. Hak, kelime kökü ve anlam itibariyle Arapçadır. Ayrıca; Yasaya uygun olma, gerçeklik, adalet, elde edilen kazanım, pay vb. gibi anlamlara da gelmektedir.

Hak; öncelikle Allah cellecelalühü’nün isimlerindendir. Hak, kelime kökü ve anlam itibariyle Arapçadır. Ayrıca; Yasaya uygun olma, gerçeklik, adalet, elde edilen kazanım, pay vb. gibi anlamlara da gelmektedir.

Rabbimiz cellecelalühü bizi,’’ görev-hak’’ ilişkisi üzerine yaratmıştır. Anne babanın evladı üzerindeki hakkı, kadının kocası üzerindeki hakkı, kocanın kadının üzerindeki hakkı, fakirin zengin üzerindeki hakkı, komşunun komşu üzerindeki hakkı, insanlığın birbiri üzerindeki hakkı bunları çoğaltmak mümkündür. Hak ile birlikte sıkça kullanılan kelimelerden birisi de “hukuk” dur. Hukuk kelimesi, hak kelimesinden türeyen hak kelimesinin çoğulu anlamına gelen haklardır. Hukuk bir devlette tüzel ya da 8 kişilerin birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini adalete uygun olarak düzenler. Kişilerin sahip oldukları hak ve yükümlülüklerin sınırlarını çizer. Hukuk Kurallarının varlık nedeni kamu düzeninin sağlanması ve sürdürülmesidir.

Hakim,mahkeme,muhakeme,hakem, hüküm, tahkim, kelimeleri hak kelimesinden türemiştir ve hakkı, hakikati inceleyen dallardır. İşte bu kadar önemlidir ki hak;Allah cellecelalühü şöyle buyurur: İnsanların hakkı olan şeyleri kısmayın. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.(eş-ŞUARÂ, 183),

Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın.(eş-ŞUARÂ, 181),

Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun!(el-MÜTAFFİFÎN, 1) ‘’

Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için, onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.” (BAKARA– 188.) .Ayetleri ile bunu destekleyen Sevgili peygamberimiz sallallahualeyhivesellem efendimizin ‘’ahirette boynuzsuz koyun, boynuzlu koyundan hakkını alacaktır’’ hadisi bu konunun ne derce önemli olduğunu ortaya koyar

Kanuni Sultan Süleyman dönemindeki yaşanan şu hikâye ile konumuza bir de buradan ışık tutalım. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ağaçları karınca kaplar ve ağaçlar ve yaprakları biraz solar. Bu sebepten dolayı dönemin Mürşidi Kâmili Ebuussud Efendiye bir mektup yazar, fetva ister ve şöyle der"Dırahta ger ziyan etse karınca günah var mıdır ânı kırınca?" (Eğer karınca ağaca zarar verir, onu kurutursa onu yok etmenin bir günahı var mıdır?)’’ demesine karşılık Ebussuud Efendi manzum bir yazıyla cevap verir’ ’Yarın Hakkın divanına varınca, Süleyman'dan hakkın alır karınca..."

İşte bu kadar önemlihak... Gelin kırık gönülleri onaralım, kalp kırmamaya, kul hakkı yememeye özen gösterelim. Yarın peygamberlerin peygamberimiz sallallahualeyhivesellem’den medet beklediği o hesap gününe kul hakkıyla gitmeyelim. Helalleşelim birbirimizle.

Bu kıymetli yazıların bizde de hayat bulması dileğiyle ‘’HAKKINIZI HELAL EDİN!

Abdurrahman Sorgun

memurpostasi.com

18 Mar 2017 - 00:28 - Gündem


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.