Kaliteli Çözüm Üretmek İçin Yol Haritası

Türkiye olarak bir çok alanda gerçekleştirdiğimiz şuralar ile köklü sorunlarımıza çözüm arıyoruz. Uluslararası ve ulusal kongrelerle, sempozyumlarla sorunlarımızı bilimsel pencereden ele alarak geleceğe yönelik vizyon geliştiriyoruz. Çalıştaylar, seminerler ve beyin fırtınalarıyla sorunların ayrıntılarına kadar iniyoruz. Konferanslarla toplumu aydınlatıyoruz. Tüm bu faaliyetler meşveret geleneğimizin birer uzantısıdır. Tam bu noktada sormamız gereken soru şu. Meşveretin parçası olan bu toplantıları tam olarak etkili ve verimli bir şekilde değerlendirebiliyor muyuz? Bu soruya evet cevabı vermek isterdim ancak beklenen düzeyde verimli geçmeyen, toplumsal faydası düşük toplantılara şahitlik ediyoruz. Bu durumu Merhum Osman Bölükbaşı’nın ‘sapı uzun tanesi kıt ya da samanı var tanesi yok’ sözleri çok iyi özetlemektedir.

Şuradan konferansa kadar geniş yelpazede gördüğüm eksiklikleri düzenleyicilere faydalı olması için ifade etmek istiyorum. Öncelikle toplantıyı düzenleyenler kronik sorun haline gelen mikrofon meselesini çözmelidir. Cızırtılı mikrofonlar ve de toplantı ortasında mikrofon değiştirmeler motivasyonu olumsuz etkiliyor. Aynı şekilde slayt gösterisi denemeleri ve kontrolleri toplantı öncesi yapılmalıdır. Slayt gösteriminin hazırlanması için dinleyicilerin yarım saat bekletildiği oluyor. Toplantı yeri ve saati verimliliği etkileyen unsurlar. Küçük bir notta dinleyiciler ve katılımcılarla ilgili düşmek istiyorum. Toplantı saatinden mutlaka 5 dakika önce salonda olmak lazım. Toplantı başladıktan sonra girenler çıkanlar hem katılımcıların hem konuşmacıların dikkatini dağıtıyor, verimi düşürüyor. Yenmekte olan bir elmanın içinden kurt çıkmasından daha kötü ne olabilir? Yarım kurt çıkması diye bir şaka yapılır. Toplantı esnasında telefon çalmasından daha kötüsü, telefonla konuşmak diyebiliriz. Bundan daha da kötüsü konuşmacı bir şeyler verebilmek için gayret ederken arkada bir grubun kıraathanede sohbet eder gibi yüksek sesle konuşmasıdır. Toplantının verimli geçmesinde oturum başkanı ve konuşmacının konuya hakimiyeti de etkili olmaktadır. Konuk ve konuklar hazırlıklı gelmişse dinleyici hipnotize olmuş gibi dinliyor, notlar alıyor, akabinde kaliteli sorular soruyor.

Şura, kongre, sempozyum, çalıştay, seminer ve konferanslarda önerge verme, tartışma, soru sorma, katkı yapma tebliğ sunmak kadar önemlidir. Eleştiri yöneltme bölümü çok demokratik ve katılımcı bir süreç olmalıdır. Daha fazla bilginin elde edileceği, çözümlerin geliştirileceği, en doğrunun yakalanacağı süreç bu katılımcı süreçtir.

Bu süreçte farklı fikirler saygıyla karşılanmalı ve dinlenmelidir. Doğru öneriler taktirle karşılanmalı, sorgulamalar objektif yapılmalıdır. Sorgulama bölümü eleştiren ve eleştirilenlerin karşılıklı konuşabildiği, tartışabildiği bir zemine dönüşmelidir. Eleştirilerimiz, güç gösterisine, bilgi yarıştırma seremonilerine, hakaret seanslarına ve tahrip, yıpratma, itibarsızlaştırma, öç alma boyutlarına taşınmamalıdır. Eleştiriler, bilgiye, akla, belgeye, kanıta dayalı olmalıdır. Tartışma çene çalma seansına dönüştürülmemeli, farklı fikirlerin sentezlenerek yeni fikirlerin ortaya çıkarıldığı bir süreç olmalıdır.

Katılımcılar konuk bir soruyu cevap verirken ve başka bir katılımcı konuşurken izinsiz konuşmaya giriyor. Halbuki oturum başkanından ya da konuşmacıdan izin alınması gerekir. Konu müzakere edilirken, katılımcıların ve konuşmacıların enaniyetten, hissiyattan, tarafgirlikten, peşin hükümden sıyrılması gerekmektedir.

Gündeme bağlı kalınmalı, görüşmeler kısa açık anlaşılır ve yalın bir biçimde dile getirilmelidir. Konuşanın sözü kesilmemeli, alaya alma şaka yapma gibi iletişim engellerinden kaçınılmalıdır.

Dinleme sabrı önemlidir. Katılımcılar, konuşmaları dinlerken not tutmaya ve öğrenmeye açık olmalıdır. Söz verildiğinde anlamlı soru sorulmalı ve tutarlı eleştiriler getirilmelidir. Bilgi yanlışlığı varsa bilgi yanlışlığına, tez yanlışsa tezin yanlışlığına yönelik sağlam veri ve tezlerle katkı yapılmalıdır. Fikir ve düşüncenin bağlantı noktaları iyi kurulmalıdır.

Bir düşünce tezinin tutarsızlığı bilgi yanlışlığı veya eksikliği açılarından eleştirilebilir, bunlar ciddi sorumluluk ve doğruluk gerektirir. Konuşması ve tebliğleri eleştirilen kişiler aşırı tepki vermemelidir.

Katkı yapan kişinin, kimi, neyi, nasıl eleştirdiği önemlidir. Tartışmalarda, konuyla ilgisi olmayan alanlara girmekten, uzun uzun konuşmalar yapmaktan, nutuk çekmekten, korsan bildiri sunmaktan kaçınılmalıdır.

Katılımcı unutulan bilgiyi hatırlatmalı, eksik bilgi varsa nezaket ölçülerinde düzeltmeli, konuşmada kapalı kalan noktalar varsa anlaşılır bir dille açmalıdır.

Kapalı veya unutulan noktaların aydınlatılması sürecinde önyargı ve taassuptan uzak olmaya özen gösterilmelidir. Delillerin temellendirilmiş olmasına dikkat edilmelidir.

Sağlıklı eleştirel tartışma, zamanı öğrenmeye çevirir, eğitici bir misyon üstlenir, karar alıcıların kararlarına kalite kazandırır. Düşünen insanların tartışma süreçlerine daha fazla katkı yapması dileğiyle.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şahin Ali Şen - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.

01

ahmet aldemir - Enfes ikramlar, kötü ve sorunlu kaplarda veya sunumlarda gölgelenmektedir.


Bu anlamda önemli uyarılar içeren önerilerin hayatlaşması da elzemdir.

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 29 Mayıs 23:22