Kastamonu Rektörüne Tepki Çığ Gibi Büyüyor

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: Rektör paraleli temizlemiyor, kişisel hesap görerek süreci zehirliyor

Kastamonu Rektörüne Tepki Çığ Gibi Büyüyor
Kastamonu Rektörüne Tepki Çığ Gibi Büyüyor
+3
Haber albümü için resme tıklayın

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kastamonu Üniversitesi Rektörü Seyit Aydın’ın, rektörlük seçimlerinden kalma, gelecek dönem seçimlerdeki muhtemel adayları budama gibi süfli arzulara kapılarak, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadele etmek yerine hesap görmek istediği kişileri görevden uzaklaştırdığını belirterek, “Rektör, masum insanları tabelaya yansıtmış, kamuoyuna paralelle mücadele numarası yapmıştır. Rektör Aydın, paralel olmadığı Kastamonu’da ve akademi çevrelerinde açıkça bilinen, dahası kendisine şifahi olarak sorulduğunda ‘evet, paralel değil’ diye cevap verdiği masum insanları ‘idari tasarruf’ adı altında bu nazik dönemde görevden uzaklaştırarak ‘itibar suikastı’ düzenlemiş, kendi kişisel hesabını, milletin hesabının üstünde tutmuştur. Rektör, paralel ihanet çetesinin tüm uzuvlarının koparılması, tüm uzantılarının sökülüp atılması, hakkın teslim, adaletin tesis edilmesi gereken bu netameli dönemde şahsi hesaplarını görmek için bulanık suda ava kalkışmış, süreci zehirlemiş, verilen mücadelenin mukaddesatına zarar vermiştir. Üniversitesinde paraleli gizleyip, yapılması gereken temizliği dizginleyip, kişisel hesaplarını görmeye kalkan bir rektör, millet değil, makam adamıdır” dedi.

Ali Yalçın, Anadolu Gençlik Derneği, Kastamonu Bedii Eğitim ve Kültür Vakfı, Beşir Derneği, Bem-Bir-Sen, Büro Memur-Sen, Birlik Vakfı, Bayındır Memur-Sen, Cihannüma, Deniz Feneri Derneği, Diyanet-Sen, Ensar Vakfı, Erbakan Vakfı, Evrensel Hafızlar Derneği, Hak-İş Konfederasyonu, Hayrat Vakfı, Hukuki Araştırmalar Derneği, İHH, İhlas Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti Kastamonu Şubesi, Eğitim-Bir-Sen, Enerji Bir-Sen, İlim Yayma Vakfı, Kastamonu İmam Hatip Okulları Yaptırma ve Yaşatma Derneği, KASÜDE, Kırkdirekli Uluslararası Öğrenci Derneği, Kuzey Yıldızı EBKS Sosyal Yardımlaşma Derneği, Kültür Memur-Sen, Memur-Sen Kastamonu İl Temsilciliği, Milli Türk Talebe Birliği, Muradiye Kültür Vakfı Kastamonu Şubesi, MÜSİAD Kastamonu Şubesi, Sağlık-Sen, Semerkand Kastamonu Şubesi, Sevgi Derneği, TAŞİM-DER, TEK-DER, Toç Bir-Sen, Türkiye Gençlik Vakfı Kastamonu Şubesi, Seydiler Seyyid Zülfikar Vakfı, Taşköprü Eğitim ve Kültür Derneği, Ulaştırma Memur-Sen, TZOB, Kastamonu Damladan Deryaya Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, ÖNDER Kastamonu Şubesi, Atabey Gazi Okçuluk Kulübü ve Gülistan Eğitim-Kültür-Yardımlaşma Derneği’nin aralarında bulunduğu Milli İrade Platformu üyesi 46 sivil toplum kuruluşu temsilcisinin katılımıyla Kastamonu Üniversitesi Rektörlük binasının önünde bir basın açıklaması yaptı.

15 Temmuz Cuma gecesi kanlı bir darbe girişimine maruz kalan millet iradesinin, milletimizin cansiperane direnişi, şehitlerimizin aziz mücadelesi sayesinde bertaraf edildiğine dikkat çeken Yalçın, “Günlerdir tüm şehirlerde meydanları dolduran millet; birlik, beraberlik içerisinde ve topyekûn vatan savunmasının en güzel örneklerini vererek cuntaya bir daha fırsat tanımayacağını alanlardan ilan etmiştir. Milletin özgürlüğünün bir daha türbülansa girmemesi, devletin kurumlarına bir daha cuntanın musallat olamaması için Fethullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) tüm hücrelerinin tüm kurumlardan temizlenmesi, millete namlu doğrultan kana susamış bu hainlerin silinip atılması için hukuk çerçevesinde hızlı adımların atılması gerekmektedir. Demokratik devletler halkın güvenliği tehlikeye düştüğünde, kamuya hizmet veren kurumların varlığı tehdit altına girdiğinde, seçimle işbaşına gelmiş kişiler hedef olduğunda, milletin iradesinin sembolü parlamento bombalandığında, hele hele tüm bunlar bir arada bir gecede yaşandığında güvenliği temin edebilmek için anayasal hak çerçevesinde bazı tedbirler almak zorunda kalabilirler. Bugün başta Fransa olmak üzere, bazı demokratik ülkelerde terör saldırıları sebebiyle bunun en güncel örnekleri halen yaşanmaktadır” şeklinde konuştu.

Rektör, FETÖ ile mücadele etmek yerine hesap görmek istediği kişileri görevden uzaklaştırmıştır

Millet iradesine karşı girişilen darbenin hazırlanmasında ve uygulamaya konulmasında rol alan kişilerin kamu görevlisi olmasının, dahası kamu yetkisine, otoritesine yön veren bürokratik makamlarda bulunmasının oluşturacağı muhtemel risklerin izale edilmesinin devletin vatandaşlarına yönelik sorumluluklarının başında geldiğini kaydeden Yalçın, şöyle devam etti:

“Devlet, bu kapsamda, darbe girişimcilerinin ve kamu içindeki destekçilerinin temizlenmesi, ilişki ağının çökertilmesi, kamu gücüyle halka darbe indirilmesinin önünün kesilmesi, cuntacılarla ilişkisi olanlar varsa bunlar hakkında gerekli hukuki ve idari işlemin yapılabilmesi için hukuken açığa alma işlemine müracaat edebilir. Olağanüstü hallerde bu tür durumlar olağandır. Türkiye, bu açık darbe ve işgal kalkışmasında hukuk devleti niteliğini askıya almamış, temizlik sürecini hızlandırma anlamında adımlar atmıştır. Elbette devlet ve onu temsilen yetkili makamlar uygulanacak kararları, yapılacak her tür iş ve işlemleri anayasanın verdiği yetkiler çerçevesinde, çizilen sınırlar içerisinde sonuna kadar kullanmalıdır. Kastamonu Üniversitesi’nde de bu yönde adımlar beklenirken, Rektör Seyit Aydın, rektörlük seçimlerinden kalma, gelecek dönem seçimlerdeki muhtemel adayları budama gibi süfli arzulara kapılmış, FETÖ ile mücadele etmek yerine hesap görmek istediği kişileri görevden uzaklaştırmıştır. Masum insanları tabelaya yansıtmış, kamuoyuna paralelle mücadele numarası yapmıştır. Paralel olmadığı Kastamonu’da ve akademi çevrelerinde açıkça bilinen, dahası kendisine şifahi olarak sorulduğunda ‘evet, paralel değil’ diye cevap verdiği masum insanları ‘idari tasarruf’ adı altında bu nazik dönemde görevden uzaklaştırarak ‘itibar suikastı’ düzenlemiş, kendi kişisel hesabını, milletin hesabının üstünde tutmuştur. Paralel ihanet çetesinin tüm uzuvlarının koparılması, tüm uzantılarının sökülüp atılması, hakkın teslim, adaletin tesis edilmesi gereken bu netameli dönemde şahsi hesaplarını görmek için bulanık suda ava kalkışmış, süreci zehirlemiş, verilen mücadelenin mukaddesatına zarar vermiştir. Vatan söz konusu olunca siyasi görüşünü, partisini, yaşam tarzını, farklılıklarını bir kenara koyarak millet omuz omuza vermiş, bir araya gelmiş, koca bir yumruk olup, FETÖ ve işbirlikçilerinin boğazına dayanmışken, üniversitesinde paraleli gizleyip, yapılması gereken temizliği dizginleyip, kişisel hesaplarını görmeye kalkan bir rektör, millet değil, makam adamıdır.”

Kurumunu bu urdan temizleyerek hizmet etme niyetinde olmayan rektörler gözden geçirilsin

“Tekinsiz zamanlardan geçtiğimiz bu süreçte tüm rektörlerin, milletin ortaya koyduğu direnişin hakkı için, aziz şehitlerimizin dökülen kanı için, kurumlarının düşmemesi adına sabaha dek çarpışan kuvvetlerimizin hatırı için bu vatan savunmasına destek olmalıdır” diyen Yalçın, “Burada YÖK’ü göreve davet ediyorum. Kurumunu bu urdan temizleyerek hizmet etme niyetinde olmayan rektörleri gözden geçirsin. Adamlığın en çok lazım olduğu, yetkinin kullanılmasının en büyük hizmet olduğu bu dönemde millet iradesine sahip çıkma niyetinde olmayan, bu mücadelenin açık tarafı olma konusunda tereddüt yaşayan hiç kimseyi görevde tutmamalıdır. Geniş yetkilere sahip, normal zamanlarda bile personel hakkında kapsamlı tasarruf hakkı olan rektörlük makamının en lazım olduğu zamanda kafasını kuma gömmesi, kendini korumaya alması milletin geleceğini karartmaktır. İnisiyatif alamayan, kurumsal mücadele yerine kişisel hesaplaşmayı seçen, masumları mağdur, hain işbirlikçileri mağrur eden tipler de suça ortak bilinmeli, temizliğe tam da buradan başlanmalıdır” ifadelerini kullandı.

Farklı hesaplar gündemin sıcaklığında eritilerek mücadele sulandırılmamalıdır

Bu süreçte kimseye haksızlık yapılmaması, masumiyet karinesinden hareketle hiç kimsenin yapmadığı bir şeyle yaftalanmaması, senaryolara tevessül edilmemesi gerektiğini vurgulayan Ali Yalçın, “Subjektif değerlendirmelerden uzak durulmalı, duyumlarla hareket edilmemeli, farklı hesaplar gündemin sıcaklığında eritilerek mücadele sulandırılmamalıdır. Bunun dışında delile dayalı, ispatı yapılmış, kayıtlara düşülmüş, örgütle organik bağa sahip, darbeye alkış tutmuş, payandalık yapmış, millete doğrultulan namludaki mermiyi himmet etmiş, tabandan tavana zincirde halka olmuş, demokrasiyi değil, cuntayı seçmiş kim varsa hukuk çerçevesinde derhal layığını bulmalıdır. Ülkemiz bu zehirli sarmaşığın dallarını koparmakla kalmamalı, köklerini kurutmalıdır. Tüm kurum amirleri bugünün en büyük hizmetinin bu olduğunu asla unutmamalıdır” diye konuştu.

Hakkın ikamesi, adaletin tesisi için mücadele etmeye devam edeceğiz

Yalçın, her zaman millet iradesinin idamesi için mücadele etmiş, karanlık dönemlerde bedel ödeyerek gelmiş bir teşkilat olarak; özgür millet, bağımsız devlet idealiyle geçmişte darbeye karşı durduklarını, cuntaya lanet okuduklarını, bugün de bu çizgilerinden bir milim sapmayacaklarını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

“Özgün ve özgür duruşumuzla, hakkın ikamesi, adaletin tesisi için mücadele etmeye devam edeceğiz. Adalete hıyanet eden hainlerin temizlenmesini, masumların korunup mağdur olmaması için tüm üyelerimiz ve milletimiz adına talep ediyoruz.”

24 Tem 2016 - 00:33 - Memur Haber


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.