Ne kadar hasta o kadar kâr anlayışı OLMAMALI!

Saadet Partisi’nin Şehir Hastaneleri Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’nde, devletin özel işletmecilere “hasta sayısı garantisi ve yüzde 70 doluluk taahhüdü” verdiği belirtilerek, bunun altında kalınması halinde farkı devletin karşılayacağına dikkat çekildi.

Saadet Partisi’nin Şehir Hastaneleri Çalıştayı Sonuç Bildirgesi’nde, devletin özel işletmecilere “hasta sayısı garantisi ve yüzde 70 doluluk taahhüdü” verdiği belirtilerek, bunun altında kalınması halinde farkı devletin karşılayacağına dikkat çekildi. Raporda “ne kadar hasta o kadar kâr” yaklaşımına atıfta bulunularak; “Hasta müşteri değildir” denildi.

Saadet Partisi ile Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) geçtiğimiz günlerde ilgili tarafların katılımıyla düzenlemiş olduğu çalıştayın sonuç bildirgesi kamuoyuyla paylaşıldı. Açıklanan bildirgede 2003 yılında iktidar tarafından başlanan “Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın devreye sokulduğu bu kapsamda birçok alanda köklü değişikliklere gidildiği ifade edildi. 2007 yılında Kamu-Özel Ortaklığı şeklinde planlanan Şehir Hastaneleri’nin bugün inşaatlarına başlandığını ve bazılarının da açılışının gerçekleştirildiğin kaydedildiği sonuç bildirgesinde, 30 sağlık kampüsünün iktidar tarafından planlandığı belirtildi.

POLİTİK KAYGILAR İLE HAREKET EDİLMEMELİ

Şehir Hastaneleri Çalıştayının açıklanan bildirgesinde öneriler ve çözüm yolları bölümünde ise dikkat çeken uyarılar yer aldı. Özellikle politik kaygılar ile hareket edilmesinin ciddi sorunlara sebebiyet vereceğine de değinilerek, “Adalet ve merhamet kavramları çerçevesinde ne hastaya ne hekime ne de yönetim kademelerine haksızlık yapılmasına izin verilmemelidir. Politik kaygılar ile kayırmacılığa veya tekebbüre dayalı modellemeler ne alternatiftir ne de medeniyet kodlarımızla uyuşmaktadır” ifadeleri yer aldı.

HASTAYA MÜŞTERİ GÖZÜYLE BAKILAMAZ

Uygulamaya konulan şehir hastanelerinde devlet tarafından özel şirketlere müşteri garantisi verilmesinin yanlışlığına dikkat çekilen Sonuç Bildirgesi’nde insana müşteri gözüyle bakılması eleştirildi. Bildirgede, “Sağlık Bakanlığı’nın hastane kampüsleri ihalelerini alan şirketlere ve konsorsiyumlara, hastanelerin yüzde 70 doluluk oranında çalıştırılacağı garanti edilmektedir. Ancak bu oran tutturulamaz ise Sağlık Bakanlığı ihaleyi alan şirketlere aradaki farkı ödemeyi de taahhüt etmektedir. Dolayısıyla bu durumda doluluk oranını tutturmak için vatandaşların “daha çok hastalanması” ve hastanelere başvurması gerekmektedir. Yüzde 70 doluluk ya da diğer bir ifade ile cihazların belirli oranda kullanımını garanti etmek, “Sağlıkta Dönüşüm Projesi”nin bileşenlerinin hayata geçirilmesi açısından da çelişki oluşturmaktadır. Alt bileşenlerden olan ‘Etkili ve Kademeli Sevk Zinciri’ ile 2’inci basamak sağlık hizmetlerine başvuru sayısı düşeceği için uygulandığı takdirde müşteri garantisinin karşılanmasında güçlükler ortaya çıkacaktır” denilerek uygulamaların da birbiri ile de çelişkili olduğunu aktarıldı.

SP’NİN MADDE MADDE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

-Mevcut uygulamaların temel felsefesi; politik çıkarlardan ve kişisel hayallerden ziyade aziz milletimizin medeniyet anlayışına, değer algılarına ve ilmi gerçeklere dayanmalıdır.

-Sağlık, sadece hastalık potansiyelleri ve ilaç endüstrisini n istatistikleri göz önüne alınmış olsa dahi hasta boyutu ile şuan ki Sağlık Bakanlığının çalışma alanından çok daha kapsamlıdır. Bundan dolayı hangi sağlık anlayışı geliştirilirse geliştirilsin ülkemizin sağlık alanında topyekûn ve koordineli bir kalkınmaya sahip olmasının zarureti vardır.

-Sağlık alanı “Batı tıbbı” hüviyetinde hastalığı merkeze alan bir anlayışa sahiptir. Alternatif tıp, tamamlayıcı tıp, koruyucu tıp gibi şifayı ve sağlıklı kalmayı önceleyen paradigmalara fırsat ve imkân verilmelidir.

-Sağlıkta kalite binaya, makineye, otelciliğe ya da lükse değil “insan”a dayanır. Bu sebeple hekime, sağlık çalışanlarına, sağlık girişimcilerine, tıbbi cihaz ve ilaçta ar-ge standartlarının geliştirilmesine, verimliliğe ve inovasyona önem verilmeli ve yatırım yapılmalıdır.

KÜÇÜK ESNAF DÜKKANI KAPATIR

Şehir Hastaneleri projelerinin yerel uygulamada da sıkıntılara sebebiyet vereceği de söz konusu bildirgeye yansıdı. Eski hastanelerin akıbetlerinin ne olacağı ve yıkılacak olanların ise yerel üretim ilişkisini etkileyebileceğinin de vurgulandığı bildirgede, küçük esnafın kepenk kapatabileceğinin altı çizildi. Bildirgede, “Sağlık kampüslerinin kurulması ve böylece bazı eski hastanelerin yıkılması, yerel üretim ilişkilerini etkileyebilecektir. Mevcut hastanelerin çevresinde konumlanan ya da kampüslere yakın alanlarda kalıp kampüslerden dışlanan küçük ölçekli esnaf ve işletmeler üretim, istihdam ve pazar kaybı yaşayabilecektir. Dolayısıyla, ancak taşeron ilişkisi içinde kampüslerde var olma olanağı yakalayabilen küçük sermayelere, bağlı oldukları büyük sermayelerin kontrolü altında, izole alanlarda birikim şansı doğuracak ve kampüs hastaneleri bir bütün olarak sermayenin merkezileşme ve yoğunlaşması yönünde etki oluşturacaktır” denildi.

Kaynak: karabukmeydanhaber.com

24 Eyl 2017 - 21:48 - Sağlık


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.