Bir Dönemin Sonu

Başlığa bakınca çok daha farklı bir anlam çıkarılabilir ama eğitim-öğretim yılının bir döneminden bahsediyorum.

Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin doruğa çıktığı, buna rağmen Milli Eğitim Bakanlığının kılını kıpırdatmadığı bir zaman diliminden bahsediyorum.

Birinci dönemin son haftasını da sayarsak üç haftalık bir karne tatilinden bahsediyorum.

Herkes tatili, çalıştığının karşılığını almanın heyecanıyla karşılayacak ve on beş gün birinci dönemim muhasebesiyle geçecek.

En azından geçmesini umuyoruz.

Başarı tanımında sorun var.

Herkes için aynı tanım yapılıyor.

Herkesten aynı performans bekleniyor.

Tabi hamsi ısrarla kavağa çıkarılmak isteniyorsa o başka.

O zaman gerekirse boyatılır, gerekirse ‘cik cik’ ötmesi ya da ağaca tırmanması beklenir.

Başarı, bireyin bulunduğu seviyeden daha ileriye gidebilmesidir.

Bu durumda, kişi başladığından daha iyi bir noktaya gelebildiyse, önceki döneme göre daha gayretliyse başarılıdır.

Çocukların birbirinden farklı oldukları kabul edilmeli.

Her birinin farklı ilgileri olabileceği, farklı alanlarda başarılı olabileceği gerçeği göz ardı edilmemeli.

Veli ya da ebeveyn olarak çocuklardan beklenmesi gereken tamamı 100’le dolu karneler olmamalı.

Çocukların karakter gelişimi karnesindeki notlardan daha önemli olmalı.

Dönem içerisinde yeterli psikolojik desteği alamayan çocuklar karnelerine yansıyan notlara göre yargılanmamalı.

Kardeşleriyle ya da arkadaşlarıyla kıyaslanmamalı.

Adam olamayacağı, kendisinden ümidin kesildiği gibi ifadelere maruz kalmamalı.

Verilen cezalar da ödül de ortaya çıkan durumla uyumlu olmalı.

Çocukların karneleri onların olduğu kadar, velilerin, öğretmenlerin ve bakanlığın da karnesidir.

Üzülerek söylemek gerekir ki velilerin çok azı dönem içerisinde çocuklarla ilgilenmekte, büyük bir yüzdesi okulun yolunu hatta çocuklarının hangi sınıfta olduğunu bile bilmemektedir.

Her nedense o bilinmeyen okul yolu karne zamanı yaklaşıp son haftalara girildikçe öğrenilmekte, veliler öğrencilerden daha büyük bir not telaşına düşmektedir.

Bence okullar not zamanı veli ziyaretine ve not pazarlığına kapalı olmalıdır.

Eğitimciler de notu bir intikam aracı olarak görme, kişilik meselesi yapma, branş fanatizmiyle davranma gibi durumlardan kaçınmalı, okul idareleri buna müsaade etmemelidir.

Karne tatili için bir öneriler listesi sunmak her hastaya aynı reçeteyi yazmak gibi olur.

Herkes kendi durumuna ve imkânına göre yapacaklarını planlayabilir.

Çok paralar harcanarak bir turizm merkezine gidilemeyebilir ama en azından bir parça naylonla karda kayma keyfi yaşamak tatilden akılda kalan bir anı olacaktır.

Kararında olmak kaydıyla bilgisayar da tablet de kullanılabilir.

Derslerden tamamen uzak durmaya gerek yok.

İkinci dönem konuları gözden geçirilebilir.

Akademik nitelik taşımayan okumalar zihin yorgunluğunu gidermesi açısından iyi olur.

Bütün öğrencilerimize başarılar ve iyi tatiller dilerim.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Vedat Uzuner - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.