Din İstismarının Önüne Geçmede Yol Haritası

15 TEMMUZ bağlamında din istismarının önüne geçilmesi için çıkarılması gereken en önemli dersler şunlardır:

1. Eleştirel düşünceyi merkeze alan eğitim ve bilim politikamız olmalıdır. Zira FETÖ’yü doğuran en önemli etken müntesiplerinin eleştirel düşünceden uzak yetişmeleridir. Bu anlamda ilerde FETÖVARİ yapılarla tekrar karşılaşmamak için İslam dininin temel kaynaklarının eleştirel düşünce ile yetişmiş uzman kişilerce anlatılması ve öğretilmesi gerekir.

2. Bu bağlamda ilk ve ortaöğretimde Din kültürü ve Ahlak Bilgisi Derslerinin Temel İslam’a ait bilgilerinin daha iyi anlatılması gerekir. Özellikle itikadı konuları anlatmada yetersiz olan DİKAB öğretmenleri seminerlere alınmalı ve üniversitelerle iş birliğine gidilmeli.

3. Dini istismar eden yapıların önemli özelliği kendi din anlayışlarını mutlak hakikat kabul ederek diğer anlayışları hatalı ve batıl kabul etmeleridir. Bu anlayış, aslında müntesiplerine “Bize tabi olanlar, hakikate tabi olur ve ebedi kurtuluşa erer. Bize tabi olmayanlar ise batıl yoldadır ve ebedi kurtuluşu garanti değildir.” düşüncesini empoze etmek içindir. Bu düşünceye inanan kişiler de maalesef bu yapıların mahkûmu olmaktadır. Hâlbuki dinimiz böyle bir hakikat tekelciliğini asla kabul etmemektedir. İman esaslarına gönülden inanmış ve gücü yettiğince Allah’ın emirlerine uyan ve yasaklarından kaçınan her Müslüman, ebedi kurtuluşa erecektir.

4. İslâm’a göre, hiç kimse aklını, iradesini ve bireysel özgürlüğünü bir başkasına kayıtsız şartsız teslim edemez. Maddî imkânlarını, gücünü, makamını, zamanını ve emeğini Allah’ın rızası dışında kişilerin ve grupların çıkarı için harcayamaz.

5. Dinî yapıların sıklıkla kullandığı Mehdilik, Mesihlik, Deccallik gibi hususlarda DİYANET toplumun karşısına net ifadelerle çıkmalı, resmî görüş olarak ne kabul ediliyorsa açık bir şekilde ortaya koymalıdır. Zira bu konular her daim bu tür yapılar tarafından insanlarımıza anlatılıyor ve çarpık bilgilendirmeler yapılarak istismar ediliyor. En azından resmi görüş olursa belli oranda bağlayıcı olur.

6. Aklını ve iradesini birilerine kiraya vermeyen gençler yetiştirmek istiyorsak İslam dinini daha rasyonel, eleştirel, sorgulayıcı ve irdeleyici bir muhakeme metoduyla öğretmeliyiz.

7. Felsefe ve Din Bilimleri derslerinin İLAHİYAT Fakültelerinde ağırlığını azaltmak ya da kaldırmak bir yana, bilakis daha da artırılması gerekir. Zira FETÖ’nün İlahiyatlara çok fazla sızamamasının en önemli sebeplerinden biri de orada okutulan bu derslerdir. Çünkü bu derslerde öğrenciler İslam dinini ve diğer dinleri sorgulayıcı, irdeleyici, muhakeme edici bir şekilde öğreniyorlar.

8. FETÖVARİ yapılar akli bilimleri dışlayıcı bir tavır takınırlar. Halbuki akli ve nakli bilimler birbirini destekleyici şekilde okullarda öğretilmelidir.

9. Dini bilgileri bir okyanus olarak kabul edersek alimlerin ondan öğrendiği, çabası ve gayreti kadardır. Binlerce yıllık bir birikimi bir insanın tamamen bileceğine olan inanç, aklın ve mantığın çok uzağındadır. Bütün bir hakikati bir insanın bileceğine olan bu inanç sakat bir inançtır. Kişi merkezli din anlayışından, kolektif aklı merkeze alan bir din anlayışı inşa etmeliyiz. Zira FETÖ’yü doğuran en önemli sebep onun her söylediğinin örgüt üyeleri tarafından sorgulanmadan-eleştirilmeden vahiy gibi görülmesiydi. Allah’ın dini ve kurtuluş kimsenin tekelinde değildir.

10. Toplumda İlahiyatları itibarsızlaştırmaya çalışıp paralel ilahiyat olmaya çalışan yapılara müsaade edilmemelidir. Zira İlahiyatları ve İlahiyatçıları itibarsızlaştırmak, toplumun nezdinde küçük düşürmek (sakal, bıyık vs.) hiç kimseye bir şey kazandırmaz. Kılık ve kıyafet konusuna takılıp kalarak ilerleme kaydedemeyiz. İnsanların beynine ve davranışlarına bakmamız gerekir. 28 Şubatçıların dindarlara kılık kıyafetten dolayı yaptığı eleştirileri, bakıyorum da bugün de bazı dini gruplar İlahiyatçı hocalara yönelik yapıyor. Sizin onlardan ne farkınız var o zaman? Bu düşünceyi şiddetle kınıyorum.

11. Her dini grup kendini en ince ayrıntısına kadar check etmeli. Acaba bende de yanlış giden, FETO'dekine benzer bir şeyler var mı? (inanç, ahlak, ekonomi, insanlar-arası ilişkiler vs.) Diye kendini sorgulamalı. Allah rızası için samimi bir şekilde hizmet etmek isteyenler her konuda samimi, şeffaf, denetlenebilir ve hesap verebilir olmalıdırlar: (Para, mal-mülk, ticaret vs.)

12. Cumhurbaşkanımız bile FETÖ konusunda kendisini sorgularken ve yanlışa yanlış derken dini grupların da kendilerince bir sorgulama yapmalarında fayda görüyorum. Bunu yapmaları onların lehine olur. Ülke ve milletin faydasına işler yapmak isteyenler “cemaatçilik” yapmamalıdır. Yapabiliyorlarsa kendi grubuna değil, cemiyete adam yetiştirmelidirler. Bu kişiler de kariyer ve liyakatiyle ön plana çıkmalıdır. Yoksa bir gruba bağlı olmasından dolayı değerli olmamalıdır.

13. Allah’ın ve peygamberimizin bizden istediği bölük-pörçük, birbirini dışlayıcı, ötekileştirici, tekfirci bir Müslüman olmak değil, bilakis birleştirici ve uzlaştırıcı olup İslam dininin o güzel akli, ahlaki ve estetik yönünü ön plana çıkarıp insanları İslam’a davet etmektir. Yoksa kendi grubuna adam devşirmek değildir. Zira İslam dini bir mezhebin, grubun, partinin vb. dar kalıplarına sığmayacak kadar büyük ve evrensel bir dindir. Kimse bu dini kendi tekelinde görmemelidir. Maalesef FÖTÖ kendinden başkalarını hep “kazanılması gereken kişiler” olarak gördü. Aynı yanlışa tekrar düşülmemelidir.

14. FETÖ, DEAŞ, TALİBAN ve EL-KAİDE örneğinde de gördüğümüz üzere dini, şiddet ve terör aracı olarak kullanan bu yapılar İslam’ın imajına çok fazla zarar verdiler. İslam dininin hak ettiği yere gelmesi için herkesin, özellikle İlahiyat ve Diyanetin toplumda var olan batıl ve hurafe türü anlayışlarla mücadele etmesi gerekir. Eğer mücadele etmeyip ses çıkarılmaz, göz yumulursa din istismarının önüne geçemeyiz. Zira tarihte en fazla istismar edilen konu genelde “din” olmuştur.

15. Sokrates’in dediği gibi “sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.” Eğer eleştiriye tahammülünüz yoksa yanlışa yanlış, doğruya doğru diyemiyorsanız, sizin insanlık ve dininiz adına verebileceğiniz hiçbir şey yoktur.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Prof. Dr. Mehmet DEMİRTAŞ - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.