Güldemir: Din Görevlileri Pandemi Döneminin Sessiz Kahramanlarıdır

Güldemir: Din Görevlileri Pandemi Döneminin Sessiz Kahramanlarıdır

Diyanet-Sen Genel Başkanı Mehmet Ali Güldemir, Türk Arap World internet sitesinin sorularını cevaplandırdı. Türkçe ve Arapça olarak yayımlanan ropörtajda Güldemir din görevlileri özelinde pandemi sürecinde Türkiye’de dini hayat, sendikanın eğitim çalışmaları, yeni projeleri ve Teravih namazının evlerde kılınmasıyla ilgili bilgi ve görüşlerini paylaştı.

Türk-Arap Dünyası: Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde geçen Mart ayından bu yana bir yılı geçkin süredir varlığını hissettiren korona virüs ve neden olduğu pandemiyle, hem devlet hem de millet olarak mücadelemiz devam ediyor. Bu zorlu süreçte din görevlilerinin de sahada aktif olarak görev aldıklarını gördük. Pandemi sürecinde din görevlileri neler yaptı? Hayatlarında neler değişti?

Mehmet Ali Güldemir:Ülkemizin her zorlu sürecinde taşın altına elini değil gövdesini koyan din görevlilerimiz bu zorlu süreçte de sağlık çalışanlarımızın ardından sahanın sesiz kahramanları olarak Vefa Sosyal Destek Grupları’nda, Filyasyon ve izolasyon ekiplerinde en çok görev alan kamu kesimi olmuştur. Aynı zamanda kendi asli görevlerini de yürüten din görevlilerimiz pandemi sürecini yoğun bir çalışma temposu ile geçirmeye devam etmektedir.Bunun yanında camilerimiz Covid-19 tedbirlerine en çok riayet edilen yerler olarak örnekliğini bu zorlu süreçte bir kez daha gösterdi.

Sendika olarak biz de “PandemiDöneminde Türkiye’de Dini Hayat, Din Görevlileri Örneğinde Din Hizmetlerine Genel Bir Bakış” başlıklı bir rapor hazırlattık. Alanında ilk ve tek olma özelliği taşıyan bu raporun bulgularını geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştık.Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. İhsan Çapcıoğlu ve Doktora Öğrencisi Emine Kaya tarafından raporlaştırılan araştırmada ilginç bulgulara ulaşıldı.

Araştırma kapsamında, ülkemizin yedi coğrafi bölgesinden seçilen 33 şehirde, yurt dışında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ve Kosova’da görev yapan 153 din görevlisi ile çevrimiçi görüşmeler yapıldı ve2020 yılının Ekim, Kasım ve Aralık aylarındaki görüşmelerden elde edilen veriler çeşitli başlıklar altında değerlendirilerek rapor oluşturuldu.

Türk-Arap Dünyası: Raporun bulgularını paylaşabilir misisiniz?

Mehmet Ali Güldemir:Tabi bu oldukça kapsamlı bir araştırma olduğu için biz bir kitapta topladık. Hepsini buradan vermem mümkün değil ama bazı çarpıcı sonuçları paylaşmak isterim.

Din görevlileri pandemi döneminde çevrelerindeki insanların dünyaya bakış açısında ve yaşam biçiminde pek çok değişimin gerçekleştiğini gözlemlemiştir. Bunlar arasında inanca, maneviyata ve ibadetlere daha çok yönelme sayılmış.

Din görevlileri bu dönemde akıllı telefonların ve sosyal medya ağlarının bireylerin toplumla bağlarını sürdürmesini sağlayan, yalnızlaşmalarını önleyen bir araç olarak görülürken; diğer yandan içe dönüşün ve maneviyata yönelişin önünde ciddi bir engel olduğunu gözlemlemişlerdir.

İnsanların bu dönemde manevi destek talebinin arttığı belirten din görevlileri insanlar tarafından dinin her koşulda güvenli bir liman olarak görüldüğünü ifade etmişlerdir.

Ahlaki Problemlerin bu dönemde stok ve fırsatçılık olarak kendini gösterdiğini belirten din görevlileribunun da toplumun derininde yatan ahlaki problemlere işaret ettiğini belirtmişlerdir.

Pandemi sürecinden en çok etkilen kesim hiç şüphesiz yaşlılarımız. Din görevlilerimizde salgın sürecinin özellikle 65 yaş ve üzeri kişilerin psikolojik iyi oluşlarını ve toplumsal hayatlarını olumsuz yönde etkilediğini gözlemlemişlerdir. Bu süreçte yaşlıların dışlanmışlık ve gözden çıkarılmışlık duygusuna kapıldıkları ve yalnız ölme endişesi taşıdıkları belirtilmiştir.

Pandemi sürecinin din görevlilerinin gözlemlediği belki de en önemli değişimi vaazlara katılım profilinde ve niteliğindeki olumlu yöndeki değişimdir. Din görevlileripandemi döneminde vaazların çevrimiçi yapılması ile birlikte, hem katılımcı sayısının arttığını hem de ulaşılan kitleyi farklılaştırdığını belirtmişlerdir. Vaazlara katılanların profilinde ve niteliğinde olumlu bir değişim gözlemlediklerini de ifade etmişlerdir.

Türk-Arap Dünyası: Diyanet-Sen’in eğitim çalışmalarına ve sosyal projelere ağırlık verdiğini görüyoruz. Biraz bunlardan bahsedebilir misiniz?

Mehmet Ali Güldemir:Diyanet-Sen 1998 yılında kuruldu ve 17 yıldır da Diyanet ve Vakıf hizmet kolunda yetkili sendikadır. Kurulduğumuz günden beri sendika olarak eğitimin önemine vurgu yaptık ve sendikacılığın eğitimin ışığında yürütülmesi gereken bir faaliyet olduğunu söyledik. Bu dönemde de eğitim faaliyetlerine hız kazandırdık.

Din ve Toplum, Vakıf ve Toplum, Kadın ve Toplum akademik dergilerimize bu dönem Çocuk ve Toplum Dergimizi de ekliyoruz. İlmi dergilerimiz gerek sendikal camiada gerekse akademik camiada ilgi ile takip ediliyor. Din ve Toplum DergimizTÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından yapılan araştırmaya göre, her kütüphanede bulundurulması gerektiği tavsiye edilmiştir. Aynı zamanda sendikamızın imaj dergisi olmuştur. Bir süredir yayınlanmayan Din ve Toplum Dergimiz “Cami Merkezli Din Eğitimi” konusuyla Ocak ayı itibariyle okuyucusu ile buluştu. Diğer dergilerimizin hazırlıkları devam ediyor.

2020 yılı itibari ile başvuruları başlayan II. Uluslar Arası Din ve Toplum Fotoğraf Yarışmamızda dereceye girenler ve sergilemeye girenler 2021 Ekim ayında Camiler ve Din Görevlileri Haftasında düzenlenecek törenle kamuoyu ile paylaşılacak.

Diyanet-Sen TV projemiz Online MBSTS Kursu ile yayına girdi. Tüm üyelerimizin ücretsiz erişim sağladığı ve tüm alanlarla ilgili uzman akademisyenlerin anlatımı ve konularla ilgili dokümanların sunulduğu Online MBSTS dersleri www.diyanet-sen.org.tr web sitemizden yayınına devam etmektedir.

İdlib’de kurulan “İyilik Evleri” projesine Diyanet-Sen Genel Başkanı olarak ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım bizzat giderek yaptırdığımız evlerin anahtarlarını Suriyeli kardeşlerimize teslim ettik. Şubelerimiz de bu güzel projeye destek veriyor.

Sendikacılığı hiçbir zaman ücret sendikacılığından ibaret görmeyen Diyanet-Sen sosyal sorumluluk projeleri, eğitim hizmetleri ile ilk günkü heyecan ve değerler sendikacılığı anlayışından taviz vermeden yeni ufuklara yürüyüşüne devam etmektedir.

Türk-Arap Dünyası: Diyanet İşleri Başkanlığı pandemi sürecinin devam etmesi ve vaka sayılarının artması nedeniyle bu yıl da Ramazan Ayı’nda Teravih namazının evlerde kılınması yönünde bir karar aldı. Bu konuda sizin görüşleriniz nelerdir?

Mehmet Ali Güldemir:Gönül isterdi ki bu Ramazan Covid-19 salgınının bittiği ve Müslümanların camileri doldurduğu, gönüllerince ibadet edebildikleri bir Ramazan geçirelim. Ancak, salgın her geçen gün can almaya ve vaka sayıları artmaya devam ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığımız da yaptığı değerlendirme sonucu bu Ramazan da Teravih Namazı’nın evlerde kılınması yönünde sağlığı korucu bir karar almıştır. Teravih namazı sünnet bir namazdır ve evlerde bireysel veya aile bireyleri ile birlikte kılınabilen bir namazdır. Söz konusu toplumun sağlığı olunca böyle bir kararın oldukça yerinde ve isabetli bir karar olduğunu düşünüyorum. Kendi sağlığımızı da toplumun sağlığını da korumakla mükellefiz. Bu zorlu süreci ailemizle daha kaliteli vakit geçirmek, birlikte ibadet etmek için fırsata çevirelim. Ailemizle birlikte namazlarımızı kılmaya özen gösterelim. Karamsarlık, korku ve endişeye kapılmadan, umudumuzu ve direncimizi kaybetmeden içten ve samimi duygularla tüm insanlığın bu musibetten bir an önce kurtulması için dua edelim.

16 Nis 2021 - 15:55 - Memur Haber


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Memur Postası Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Memur Postası hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Memur Postası editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Memur Postası değil haberi geçen ajanstır.